Daisypath Happy Birthday tickers

16 Ağustos 2014 Cumartesi

   Evet sevgili okurgezerler, ilk blog yazıma Ejder Ateşi adlı kitapla başlıyorum.Kitap ülkemizde çıkalı çok olmasına rağmen (13 Mart 2013) bir ygs-lys mağduru olarak okumak için ertelemek zorunda kalmıştım.Ama yaz başlar başlamaz  aldığım ilk kitaplardan biri de Ejderin Ateşi oldu.Bunun nedenlerinden biri de fantastik kitaplara olan zaafım sanırım.Kitabı eleştirmeden ve tanıtmadan önce kitabın kendi tanıtımını yazacağım.



            Kitap tanıtımı:
     Jacinda bir drakidir...Ejderha soyundan gelen ve en büyük savunma gücü insana dönüşmek olan bir ırka mensuptur.Küçük yaştan itibaren özel yeteneğiyle göze çarptığını ve her hareketinin izlendiğini bilse de, özgürlük onun için her şeyden önemlidir.Halkının en kutsal kuralını çiğneyince hayatı tehlikeye girer ama Will isimli yakışıklı bir yabancı sayesinde kurtulur...
   Fakat bu yabancı onun türünden olanları avlamaktadır.
  Ailesiyle insanların arasına kaçan Jacinde çevresine uyum sağlamya çalışır.Tek tutunabileceği dal, içindeki drakiyi canlandıran Will'dir.
    Karşı konulamaz bir şekilde ona kapılsa da Jacinde, onun avcı olduğunu bilmektedir.Ondan uzak durması gerekmektedir ama içindeki draki yavaş yavaş öldüğü için en tehlikeli düşmanıyla yakınlaşmayı bile göze almıştır.
   Efsanevi güçler ve nefes kesici bir romantizm, tüm beklentileri aşan ve sevgisi kadim bir uçuruma köprü ören bir kızın öyküsünde can buluyor.



     Öncelikle kitap Pegasus yayınları tarafından ülkemize sürülmüş ve şuan ülkemizde serinin ikinci kitabı da (şubat 2014 itibariyle) bulunuyor.Kitabın yazarı Sophie Jordan.Sayfa sayısı 317 olan bu kitabın fiyatı da 20 TL ama ben indirimle 16 TL'ye temin ettim.

     Kitapta gözüme çarpan bir yazım hatası görmedim, zaten Pegasus yayınlarında bu tür sıkıntıları çok yaşamıyoruz.
     
     Kahramanımız Jacinda bir çeşit yarı insan yarı ejderha olan draki ırkından.Drakilerin yarı insan olduğuysa bir sır.Drakiler insanlardan uzakta kabileler halinda yaşıyorlar ve yaşadıkları bölge büyülerle ve sislerle insanların meraklı gözlerinden gizleniyor.Elbette bu kabilenin ve sürünün bir reisi var ve veliaht olan Cassian Jacinda'ya bir anlamda abayı yakmış.Ayrıca Jacinda'nın özel yeteneği yüzünden (bir ateş püskürten, ileri de bu konuya tekrar değineceğim) kabile reisi ve yaşlılar Jacinda ve Cassian'ın evlenip minik drakiler yapması taraftarı.Ama Jacinda bu ilgiden pek hoşnut değil, ayrıca özgürlüğüne de çok düşkün.İşte hikaye tam da bu nokta da başlıyor.Jacinda en yakın arkadaşı Azure'nin de aklını çelerek bir kuralı çiğniyor ve gündüz vakti drakiye dönüşüyorlar.Sonuç olarak Jacinda gibi kabile için önemli birinin kuralları çiğnemesi hoş karşılanmıyor ve ceza verilmesi karalaştırılıyor, annesi de Jacinda'yı ve kardeşini alıp kaçıyor.Bilin kaçtıkları kasabada da kim oturuyor:-)
      Gelelim kahramanımızın ailesine; Jacinda'nın babası avcılar tarafından öldürülmüş bu yüzden Jacinda onların ne kadar tehlikeli olduklarının farkında, annesi de içindeki drakiyi kendi isteğiyle yıllar önce öldürmüş.Jacinda'nın ikiz kız kardeşi ise draki özelliğinden mahkum genlere sahip bu yüzden Jacinde kimseye tam olarak derdini anlatamıyor.Kardeş Tamra'nın  Cassian'dan hoşlandığından bahsetmiyorum bile.Jacinda bu kadar özel bir yeteneğe ve Cassian'a sahipken ve kardeşinin hiç yeteneğinin olmaması aralarındaki tartışmaları da kaçınılmaz kılıyor tabi ki.
     Jacinda'yı bu kadar özel yapan yeteneği ateş püskürtmek; yüzyıllardır draki toplumunda hiç ateş püskürten görülmemiş.Ama toprak drakisi, su drakisi gibi türler çok daha yaygın.
  Will ise bir avcı ama bu işten çok da memnun değil.Ayrıca romantik ve gizemli bir kişiliği var.Jacinda onu peşinden koştururken bile gıkı çıkmıyor ayrıca:-) O derece etkileniyor Jacinda'dan.


  Üslup ise genel olarak akıcı, yazar fazla betimlemelerle okuyucu sıkmamış ve Will'in gizemli kişiliği sayesinde heyecenı hep diri tutmuş.Kurgusu da orjinal olduğu için okunulası bir kitap.Benim takıldığım yer '...ve avcı avına aşık olur...' cümlesiydi.Bana biraz Alacakaranlık'taki '...ve aslan kuzuya aşık olur...' cümlesini hatırlattı.Ama sadece bir rastlantı olduğu için bunu kötü eleştiriden saymayacağım.Beni asıl rahatsız eden yazarın drakileri tam olarak betimlememesiydi.Drakiler ne ejderhaya ne de insana benziyor, tek bildiğimiz bu.Özgün bir karakter yaratıp içini doldurmaması hoş olmamış.
       Özete gelirsek puanım 10 üzerinden 7.İkinci kitabı da almayı düşünüyorum ve sizi de teşvik ediyorum.Sizi sıkmayacak ve içine çekecek ateşli bir kitap.
        En yakın zamanda ikinci kitabı da temin edip eleştirisini yapacağım.Şimdilik hoşçakalın. :-)